Sarı Sıcak Karanlık

Sarı Sıcak Karanlık

Sabah günün ilk ışığı kalk yatağından

Sıcak, sımsıcak otlar parıldasın güneşte

Çıkalım, dosdoğru buğday tarlalarına

Cebim dolu, karnım tok

Marianna da gülümsedi bugün bana

Bir ayçiçeği şurada, bir diğeri de burada

Çizeyim hepsini üst üste, yan yana

Gelen geçen köylü

Bakışlar yine üstümde

Kim demişse demiş, bu adama güvenmeyin diye

Ne olmuş sizler gibi yaşamıyorsam?

İşini yap, yemeğini ye, uyu, uyan, işe kaldığın yerden devam… demiyorsam?

Bakmayın böyle dediğime, imreniyorum hepinize

Şu güzel hayatın tadını çıkarabiliyorsunuz siz.

Ya ben?

Bir işim yaver gitmeyiversin alıyor beni bir düşünce.

Endişeler basıyor çökmüş avurtlarıma

Bir şeyler oluyor, görüyorum, duyuyorum

Ama anlayamıyorum

Nedir bu kafamın içindeki sesler?

Hayatta büyük bir derdim yok

Kime bu kızgınlığım, sonsuz öfkem?

O Ivana olacak orospu yok mu, onadır hepsi

Ya kime olacak?

Gün boyu burnumda tütüyor, 

ama bir kez olsun da mektuplarıma cevap vermiyor

Ne olurdu şimdi birlikte olsaydık, yan yana, kucak kucağa?

Ellerini sarmayalı tam on üç mevsim değişti

Yüzünü görmeyeli güneş doğdu doğdu battı

Kalkıp gideyim yanına desem kabul etmez beni

Kim neylesin benim gibi divaneyi?

Oturdum bugün köşede, sabahtan akşama kadar pinekledim

Ne bir fiske boya vurdum kanvasa, ne bir eskiz karaladım

Viski almıştım yanıma, aç karna vurdum kafaya

Her şey daha bir sessiz geliyor şimdi, dünya sakin

Yalnız bir yıldızlar yerinde durmuyor

Ne de güzel parlıyorlar 

Gözlerim kamaşıyor ışıklarından

Tanrı bin belasını versin hepsinin

Onlar da insanlar gibi tepeden bakıyorlar bana

Ben de onlara tepeden baktım köye dönerken

Evlerin yumuşaklığına ve o güzelim yıldızların dalga dalga ışığına inat

Bir kötülük yükseliyor yanıbaşımdan göklere

Oturdum kaldım işte bu gece yatağımda.

Ne şarap yaradı, ne bira

Şu odamın haline bir bakın

Gıcırtısından gece uyuyamadığım yatağım

Kimsenin gelip oturmadığı toz tutmuş sandalyeler

Theo ile annemin portreleri bile üzgün

Kaldırıp atın hepsini bir kenara

Sabaha çıkmasın şu pis bedenim

Yalnız mektuplarımı saklayın, bilsinler

Resimlerimi yırtıp atın

Ya da verin bir öksüze

Bir ateşe atıp ısınsın

05.03.2024